Şair “oğul” demiş; ama dili sürçmüş olmalı.
Yoksa dünyanın kadınla ve kadının elinin değdiği herşeyin daha güzel olduğunu eminim o da biliyordu...
Mutlaka önce hayalini kurmuş, doğduğu ilk günden; hayal gücünün sana izin verdiği yere kadar, birlikte ne yapacağının, nasıl yaşayacağının planlarını yapmışsındır. Daha o doğmadan!
Ona bir isim vermiş; elbiseler giydirmiş; okullara göndermiş; belki de evlendirmiş; nerede, nasıl davranması gerektiğine ve kişiliğinin nasıl olacağına karar vermişsindir.
Kafanda tabii ve hayallerinde!
Kolay olmayacaksa da, gel sen bunları yapma!
Al kucağına çocuğunu, kokla, öp, sev... Sevgiyi hissetsin. Sevmesini öğrensin. Ve bir sevgi çemberinde büyüsün...
Önce emekleyecek, ayağa kalkıp yürümeye çalışacak; çoğu zaman düşüp kalkacak. Sakın düştüğü için yürümeyi yasaklama.
Sonra konuşmak, sana birşeyler anlatmak isteyecek.
Dinle! Kalbinle dinle...
Ona birşeyler “öğretme” telaşına kapılma. Sen ondan öğrenmeye çalış. Birlikte büyüyün. Birlikte değişin! O sadece bir "çocuk" değil, senin sandığın bir “çocuk” değil belki de.
Herşeyin nasıl olması gerektiğine hep sen karar verme...
Çevresini ve dünyayı kendisinin keşfetmesine izin ver.
Keşfetmek hayal gücünü büyütür!
Okuldan dersaneye, sınavdan sınava koşuşturmak zorunda olmasın. O, senin hayalini kurduğun bir meslek sahibi olmak, senin yapamadıklarını yapmak zorunda değil.
Emekçi olmasından korkma. Bilirsin, “emek en yüce değerdir”.
Çocuğunun giyimi kuşamı veya saçı sakalı ile de uğraşma. Ait olmasını istediğin kimliğin ölçüsü değiller bunlar.
Daha evrensel nedenleri var.
Bir de, artık kadının evde oturduğu; erkeğin eve ekmek getirdiği bir dünyada yaşamıyoruz. Çocuğunu kendine benzetmeye çalışma.
Kadının politika yapmasını, “thamate” olmasını yadırgama. Ev işi yapan erkeğin “erkekliği”nde bir arıza var sanma.
Alış buna! Sen de büyü...
Hani “balık verme, balık tutmasını öğret” derler ya; sen iyisi mi çocuğuna ne balık tutmasını öğret, ne de yüzmesini.
Sen çocuğuna: oğluna veya kızına, denizi: Çerkesi ve Çerkesya'yı anlat. Yüzmeyi de balık tutmayı da kendisi öğrenir zaten, eğer denizi severse.
Bir şeyleri sevsin, herşeyi sevsin; dünyasını sevgi üzerinde inşa etsin.
Ve sevdiği şeyler için mücadele etsin. Hem de ölürcesine!
Tarih, o milyarlarca insanın ne zaman yatıp kalktıklarını, ne yiyip içtiklerini, ne işte çalıştıklarını... yazmaz.
Tarih, tarih yapan insanları yazar.
Mezardaki ölüleri değil, hiç ölmeyenleri yazar.
Bir oğul, oğul ve kız, büyütmelisin; kavgada yiğit olmalı...
Tüm annelerin, anneler günü kutlu olsun!
8 Mayıs 2022