Aslında üzerinde hiç konuşulmayı gerektirmeyecek kadar açık bir konu, ama o kadar tarihi belgeye; vatanımız dediğimiz coğrafyanın aldığı kararlara; örgütlediği sosyal, kültürel, siyasi ilişkilere ve kurumlara rağmen, yıllardır çözülemedi ve birileri Çerkes halkının enerjisini çalmaya, örgütlenmesini geciktirmeye devam ediyorlar.
Halbuki Google'a istediğiniz dilde "Circassian" veya "Circassia" diye yazın, % 90'ında karşınıza "kendisini anadilinde Adığe diye tanımlayan, Kuzey Batı Kafkasya'nın yerli halkı" cevabı çıkar.
Ben interneti birkaç dilde takip ettiğim için, % yüz bir kesinlikle söylüyorum: "Çerkes"i bütün dünya, bütün halklar biliyor, tanıyor. Ve bizim siyasi ve hukuki taleplerimiz için de çok önemli olan, neredeyse bütün siyasi-tarihi belgelerde bunu görebilirsiniz.
Ama bazıları bildiklerini okumaya devam ediyor, gelecekte yalnız tarihçilerin değil; sosyologların ve psikologların da yapacakları araştırmaların malzemesi oluyorlar.
Uzun bir süre kurumlarımızı yönettiler, "bilgi" ve iletişim tekelini ellerinde tuttular ve "proje"yi topluma benimsetmek için hummalı bir şekilde çalıştılar, kitaplar yazdılar, dergiler çıkardılar. Şimdi kendi yazdıklarını veya yazdırdıklarını referans gösteriyorlar. Komedi!
Tercümelerde bilimsel ahlak kurallarına uymadılar: Kafkas"ı Çerkes; "Çerkes"i Kafkas diye çevirdiler. Bazı belgeleri ya eksik tercüme ettiler ya da hiç tercüme etmediler.
Ve hala, artık herşey çok açık ve net olmasına rağmen, kamuoyuna yanlış bilgi vermeye devam ediyor; dürüstçe neden "o proje"yi çöpe atamadıklarını anlatmıyor; "duygu", "kardeşlik" ve "birlik" sömürüsü yapıyorlar.
Sadece kimliğimize, vatanımıza değil; içinde yaşadığımız coğrafyaya ve topluma tamamen teslim olmamızın önündeki son engele; bizi biz yapan, ciddi bir siyasi örgütlenmenin yokluğunda bizi bugünlere taşıyan kültürel değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize de saldırıyor, ( kendi ) tabutlarına son çiviyi çakmak istiyorlar.
Şaşırıyor muyuz? Ben şaşırmıyorum.
Çünkü uzun zamandır "Çerkesler önce siyasi kimliklerine ve tarihi vatanları Çerkesya'ya aidiyetlerini; sonra dillerini ve kültürel değerlerini yitiriyor, asimile oluyorlar"ı anlatıyorum.
Yani, önce ekonomik ve siyasi olarak devşiriliyor; içinde yaşadığımız ülkenin ekonomik, siyasi, askeri kurumlarına entegre oluyor ve bu ülkede gelecek hayalleri kuruyor, sonra dillerini ve sosyal kültürel değerlerini yitiriyorlar.
Çünkü geleceğini yaşadığı ülkede kurma hayali kuran bir Çerkes için, bir süre sonra Çerkes dili ve kültürü gerekli-zorunlu olmaktan çıkıyor. Bunun sonucu olarak entegrasyon ve asimilasyon hızlanıyor, kolaylaşıyor.
Böyle etnik-ulusal kimliklerine aidiyetleri zayıflayan, diasporada kendilerine bir kimlik uyduran insanlar, zamanı gelince içinde yaşadıkları toplumla uyumlu "ortak" bir yaşam örgütlemelerinin önündeki bütün engelleri kaldırmak isterler, isteyeceklerdir.
Önce kimliğinden ve vatanından duygusal ve düşünsel olarak uzaklaşır insan, sonra bir hybrid kimlik benimser. Ama hybrid kimlikler dünyanın her yerinde bir süre sonra tekleşir ve kazanan, hayatın beslediği "siyah köpek"; yani hakim ulusun kimliği olur.
Elbette hayat dinamiktir, kültür ve gelenek görenekler dahil, herşey değişir. Ama her değişim iyi ve ilerici değildir. Yozlaşmak, çürümek veya asimile olmak da değişmektir, ama gelişmek değildir
Bir değişimin veya yeniliğin iyi ve ilerici olmasının ölçüsü, bizim hayatımızı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı değil; sorunun çözümüne hizmet edip etmediği; toplumu daha ileri bir ekonomik, siyasal ve sosyal örgütlenmeye ve yaşama taşıyıp taşımadığıdır.
Bizim özelimizde, Çerkes halkının asimilasyona karşı direncini arttırmayan; etnik-ulusal birliğini güçlendirmeye, vatana dönüşe ve tarihi vatanımız Çerkesya'nın yeniden inşa edilmesine hizmet etmeyen herşey kötü ve gericidir. Çünkü Çerkes halkı için ilerici olan, varlığını garanti altına aldığı bir toplumsal yaşamdır.
Yani elbette ki ulusal mücadelenin gelişmesinin önündeki siyasal, sosyal ve kültürel ilişkileri; herhangi bir toplumsal grubumuzun veya ferdimizin ulusal mücadeleye katılmasının önündeki alışkanlıkları ve kurumları gözden geçirmemiz ve değiştirmemiz gerekiyor. Ama "rahatlamak" veya üzerimizdeki duygusal yükleri atmak için değil, mücadeleyi büyütmek için yapmalıyız bu değişiklikleri.
Yoksa "kaş yapıyorum derken, göz çıkarırız..."
Değişim, şimdi, şu veya bu oranda asimile olduktan sonra, yeni durumu meşrulaştırma yönünde değil; "Çerkesleşme", Çerkes kimliğinde birleşme ve yeniden tarihi vatanımız Çerkesya'da yaşama özlemini ve vizyonunu büyütme yönünde olmalıdır.
Yıllarca bunu anlattık. Anlatmaya da devam edeceğiz.
Kimileri Çerkes kimliğini "tabela" diye tanımladılar ve “tabelayı değiştirirsek ne değişecek" diyerek itiraz ettiler bize. Ama aslında sorun tam da onların Çerkes kimliğindeki tarihsel birikimi ve gücü görememeleri, kimliği "tabela" zannetmeleriydi.
Ki bu nedenle zaman zaman bize karşı "Kafkas olalım, Nart olalım, Adığe olalım, Herkes olalım..." diyebildiler.
Sanki istediğin zaman istediğin bir kimliği alabilirmişsin gibi!
Halbuki kimlik yüzyıllar boyunca süren bir tarihsel birikimin ürünü olarak ortaya çıkar ve halkın bilincine, toplumsal hafızasına kazınır.
Seçme şansın yoktur.
Seçebiliyorsan, o seçim, sen değiştikten veya asimile olduktan sonra ortaya çıkan yeni durumu meşrulaştırma çabasıdır.
Kimileri yanlış tanımlar üzerine kurulu sosyal-siyasal ilişkilerin ve arkadaşlıkların yara alabileceğine inandıkları için sessiz kalıyorlar.
Belki de, bir gün “biter” bu tartışmalar diye düşünüyorlar. İyi niyetle!
Ama bazıları pek de "iyi niyetli" değiller. Çünkü insan karşısına bir belge ve bilgi konulduğunda yanlışta ısrar etmez. Bunlar ama, onca belgeye ve bilgiye rağmen, hala yanlışta ısrar ediyorlar.
Peki Çerkes kimliği ve Çerkesya kimi rahatsız ediyor ve niye?
* Çerkeslerin, Çerkes değil; “Adığe” veya "Kafkas" olmaları Rusya Federasyonu’nun işine geliyor. Çünkü böylece, tarihi vatanında 6 siyasi birime dağıttığı Çerkes halkının, tarihi, siyasi ve anayasal hakkı olan tek bir siyasi birimde ( mesela bir Cumhuriyet’te ) yaşama ve birlik olma talebinin önüne geçiyor.
Hatırlatayım; hem Rusya Federasyonu Anayasasının hem de uluslararası yasaların garanti ettiği bu haktan yararlanabilmek ve diasporada "soydaş" olabilmek için, bunu talep eden halkın dil, tarih, kültür ve ülkü birliği olmalıdır. "Kafkas halkı" kimliği, daha baştan, ilk maddede bu hakkı yitiriyor. Çünkü dil birliği yok.
"Adığe"nin veya "Kabardey"in de bunu talep etme hakları yok, çünkü "Adığe" ve "Kabardey" halkları kendi Cumhuriyetlerinde yaşıyorlar. Hem de uluslararası yasaların bir yerli halka, etnik-ulusal topluluğa hak gördüğü en yüksek statüdeki Cumhuriyetlerde.
Bu nedenle, Çerkes ( Adığe ) halkı, tek bir siyasi birimde yaşamak ve birlik olmak için "Çerkes" kimliği altında toplanmak zorunda.
Yoksa, kimi siyasi haklara sahip olduğumuz Cumhuriyetlerimizde, etkisiz ve güçsüz: dünya Çerkeslerini ilgilendiren konularda dahi karar alma hakkı ve yetkisi olmadan yaşamaya edecek, ve/fakat küçük gruplar halinde-azınlık olarak yaşadığımız her yerde asimile olacağız.
Rusya Federasyonu, bu nedenle “Çerkes” kimliğine ve nüfus sayımında kendimizi “Çerkes” olarak yazdırmamıza şiddetle karşı. Bizim Schapsugh, Vubıh, Adiğe, Kabardey… olarak kalmamızı ve Çerkesleri temsil eden kurumlara-örgütlere talimatlar göndererek onlardan bu kampanyayı durdurmalarını istiyor.
Çünkü Adığe, Vubıh, Schapsugh, Kabardey kimlikleri yaşar; “Çerkes”, Karaçay Çerkes Cumhuriyeti’nin küçük bir bileşeni olarak kalırsa, Çerkes halkının birliği mümkün olmayacaktır.
* Çerkeslerin, Çerkes değil; “Adığe” veya “Kafkas” olmaları, “Çerkes”in bir etnik-ulusal değil; kültürel ( şemsiye ) kimlik olarak bütün Kuzey Kafkas halklarını kucaklaması Türkiye’nin de işine geliyor. Çünkü böylece bizi daha kolay asimile ve entegre ediyor.
Türkiye için en iyisi Çerkeslerin "Kafkasyalı"/"Kuzey Kafkasyalı" olmaları veya bütün Kuzey Kafkasyalıların "Çerkes" olması.
Kesinlikle etnik-ulusal bir kimlik olmamalı "Çerkes". Çünkü Kafkasya veya Kuzey Kafkasya bir coğrafyadır ve bir coğrafyaya aidiyetin etnik-ulusal aidiyetin yerini alması mümkün değildir. Bu nedenle etnik-ulusal kimlik olarak "Çerkes", Türkiye'ye ve Türk kimliğine ait olmayı zorlaştırır. "Kafkas kimliği", bu rolü oynayamaz.
Keza, Çerkeslerin, gerektiğinde, özellikle Kafkasya’da siyasi ve askeri olarak kullanabileceği, Türkiye’ye entegre olmuş, Türkiye’yi “vatan”ı olarak benimsemiş, etnik-ulusal kimliği ve bilinci zayıf bir topluluk olması da önemlidir Türkiye için.
İşte bu iki ülke ve kendilerine yaşadıkları ülkelerde gelecek inşa etmeye çalışan bazı Çerkesler, çoğu zaman yalanlarla, düşünsel ve ruhsal dünyamızı ideolojik olarak mütemadiyen kirletiyorlar.
Çoğu neyin ne olduğunu bilecek kadar mürekkep yalamış bu unsurlar uluslaşmanın milliyetçilikten başka bir “ideolojisi” varmış gibi; sağa sola “milliyetçi”, “mikro milliyetçi”, “ırkçı”, “faşist” diyerek saldırıyor, böylece Çerkes milliyetçiliği ile egemen Türk ulusunun şöven-faşist milliyetçiliği arasında bir paralellik-ortaklık varmış gibi göstermeye çalışıyor, bilgisizlikten kaynaklı önyargılara oynuyorlar.
"Milliyetçi-tu kaka" söylemiyle etnik-ulusal kimliklerine, kültürlerine, vatanlarına yabancılaşmış olduklarını gizlemeye; içinde yaşadıkları ülkelerin kimi platformlarında kendilerine yer açmaya çalışıyorlar.
Bildiğimiz gibi, Çerkes ulusal sorunu, Çerkes halkının vatansızlaşması, bunun sonucu olarak asimile olmasıdır.
Bu nedenle Çerkes ulusal mücadelesinin önceliği ve/veya vizyonu, yeniden tarihi vatanı Çerkesya'da birlik olma perspektifi ile asimilasyona karşı ulusal dinamiklerini güçlendirmektir.
Siyaset bilimi, bu mücadeleye dünyanın her yerinde “milliyetçilik” der. Bu nedenle, sosyalist bir Bask ülkesi veya sosyalist bir İrlanda örgütlemeye çalışan Basklı ve İrlandalı Yurtseverlerin veya kapitalist sistem içinde bir çözüm arayan halkların mücadelelerini de… tek bir etnik topluluğun uluslaşmasını ( Alman tipi ) veya birden çok etnik topluluğun belli bir coğrafya üzerinde birlikte uluslaşmasını da ( Fransız Tipi ) milliyetçilik olarak tanımlar.
Çünkü etnik-ulusal sorunları önceleyen her mücadele milliyetçidir. Siz kendinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın, başkaları size “milliyetçi” derler. Çünkü milliyetçilik, ulusal sorunun çözüm platformu ve ideolojisidir.
Arada sırada, Çerkes ulusal kimliği ve kültürü ile doğrudan ilgili olmayan konularda bir şeyler söyleyerek, sol literatürü kullanarak "milliyetçi" olmaktan kurtulacaklarını sananlar yanılıyorlar.
Dünyanın en sol "ulusal hareketleri", Bask ve İrlanda ulusal hareketleridir. Programlarında açık açık, sosyalist bir Bask ülkesi veya İrlanda kurmak istedikleri yazıyordu. Buna rağmen siyaset bilimciler bu hareketleri ( devrimci ) "milliyetçi" olarak tanımladılar.
Biz, bu bilimsel-siyasi gerçeği bildiğimiz için, bize “milliyetçi” denmesinden rahatsız olmuyoruz.
Ama demokratik, baskısız, sömürüsüz, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan bir Çerkesya ve dünya istediğimiz için, kendimizi “demokratik milliyetçi”, yani “yurtsever” olarak tanımlıyoruz.
Bu, bizim uzun erimli vizyonumuzdur.
Haksızlıklara, hukuksuzluklara, insan hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesine dünyanın her yerinde karşı olmamızın, tavır almamızın nedeni bu uzun erimli vizyonumuz ve demokratik karakterimizdir.
Ama Çerkes olan herşeye; vatanımıza, kimliğimize, dilimize, kültürümüze, tarihimize, gelenek göreneklerimize ve “XaBze”lerimize sahip çıkmamız da bizim milliyetçiliğimizdir.
Biz, Çerkes Ulusal Sorunu’nun “birden çok etnik-ulusal topluluğun birlikte”; Kuzey Kafkas halklarının ortak mücadelesi ve örgütlenmesi ile çözülebileceğine inanmıyoruz. Eğer mümkün olsaydı, herkesten önce ve herkesten çok biz isterdik bunu.
Ama yaşadığımız dünyada, her Kuzey Kafkas halkının kendi nesnel koşullarına-vizyonuna uyan bir politik çizgisi-örgütlenmesi olmalı; diğer halklarla yardımlaşmalı ve dayanışmalıdır.
Bu nedenle, biz, öncelikle Çerkes ( Adığe ) halkının etnik-ulusal dinamiklerini; haklılığının ve taleplerinin siyasi-hukuki altyapısını güçlendirecek çalışmalar yapıyor, bizim olan herşeyi sahipleniyoruz.
“Çerkes” bizim ulusal kimliğimiz, Çerkesya da tarihi vatanımızdır. Binlerce yıldır böyledir. Teknolojinin olanaklarını, interneti kullanan, iyi niyetli, dürüst herkes, bu gerçeklere çok kolay ulaşabilir.
* "Kuban'ın ötesinde, ülkemizde Çerkes denilen Adığe kabilesine mensup, asil karakterleri ve asil kökenleriyle gurur duyan savaşçı halklar var." Dragun, 1853 ve 1854 Transkafkasya Seferi Anıları, Askeri Koleksiyon, No. 1. 1860 ( Драгун. Воспоминания о закавказском походе 1853 и 1854 года, Военный сборник, № 1. 1860 )
* “Çerkeslerin veya Adığelerin dilleri diğer bütün Kafkas halklarının dillerinden farklıdır, diğerleriyle hiçbir benzerliği yoktur” ( Kafkas Dağlıları Hakkında Bilgi, Sayı 3, Tiflis, 1870 - "Сборник сведений о Кавказских горцах, Выпуск 3, Тифлис 1870" ).
* “Yukarıda adı geçen Trans-Kuban bölgesinin bütün sakinleri tek bir dil konuşuyorlar, sadece lehçeleri farklı. Onlar kendilerini anadillerinde Adığe diye adlandıran halk ve biz onları Çerkesler olarak biliyoruz…” ( Avrupa Bülteni, Tarih ve Siyasal Bilimler Dergisi, Cilt 3, 1867, St. Petersburg - "Вестник Европы. Журнал историко-политических наук. Том 3. 1867г. Санкт-Петербург" ).
* “Kubanlı Çerkesler kendilerine Adehe ( Адехе ) diyorlar. Bu kelime, deniz kenarında bulunan bir geçit anlamına geliyor…” ( Rusya’ya Ve Komşu topraklara ait Kafkasya Bölgesinin Resmi, Bölüm 1-4, P. Zubov - "Картина Кавказского края, принадлежащая России и сопредельных оному земель. Ч.1-4", Зубов П." ).
* “Kafkasya'nın halklarından, en ünlüleri kendilerine anadillerinde Adığe diyen Çerkesler. Komşu Osetler ve Mingreliler onlara Kazak ( Казах ) diyorlar. Orta Çağ yazarları Zikhler ( Зих ) diyorlardı.” ( Eyries Yönetiminde Fransızca Olarak Derlenen ‘Cazip Asya Boyunca Bir Yolculuk’, A. S. Shiryaev Tarafından Yayınlandı, E. Korsh Tarafından Tercüme Edildi - "Живописное путешествие по Азии, составленное на Французском языке под руководством Эйрие (Eyries)", перевод Е.Корша, издание А.С.Ширяева ).
* “Batı Kafkasya’da, Adığelerin veya Çerkeslerin farklı kabileleri yaşıyordu. Antik çağlardan beri burada yaşıyorlardı. Kendilerine Kerketler ( керкет ), Zighler ( зиг ), Geniohlar ( геніох ) diyen Yunan tüccarları sadece karada değil, denizde de uğradıkları saldırılardan ve soygunlardan şikayet ediyorlardı. Bu kabilelerin en büyüğü ve en kültürlü olan Kabardeyler, Orta Kafkasya’da yaşıyorlardı...” ( Berezin N. I., "Kafkasya. Doğa ve İnsanlar" - Березин Н.И. ,"Кавказ. Природа и люди" ).
* “Sadece oryantalist-filologların görüşlerine göre değil, aynı zamanda Kafkasya sakinlerinin ifadelerine göre de, Çerkes dili telaffuzu en zor dil olarak kabul ediliyor... Neden biz, Ruslar, Kafkasları aldık? Çünkü Çerkesler ve Kırım Tatarları İmparatorluğumuzun güney sınırlarını tehdit ediyorlardı… Çerkesler kendilerini ya ‘Adığe’ ya da ait oldukları toplulukların isimleriyle adlandırıyorlardı ve bunlar çoğunlukla atalarının isimleriydi…” ( Olshevsky M. Kafkasya 1841-1866, İkinci Bölüm, Eski Rus Dönemi, 1894, No. 1-2, 6-7, 9, 11-12. 1895 - "Ольшевский М. Кавказ 1841 по 1866 г. Часть вторая // Русская старина. 1894. № 1-2, 6-7, 9, 11-12. 1895." ).
* “Aslında Çerkesler, sadece Kafkas yaylalarının en güzel kabilesi olan Adığe'lerdir. Anapa’dan Vadin nehrine kadar olan eski topraklarımıza yakın bölgede yaşayan Natukhaylar, Shapsuglar gibi bir çok kabileye bölünmüşlerdi…” ( Kafkasya ve Kahramanları, İ. N. Zakharyin ( Yakunin ), 2 Kitap. Kitap. 1-2. Bölüm, Tür. A. E. Kolpinsky, 1902 - "Кавказ и его герои / сост. И.Н. Захарьин (Якунин). В 2 кн. Кн. 1-2. СПб.: Тип. А.Е. Колпинского, 1902." ).
* “Çerkes dili, Kafkasya’nın kuzey yamacında Terek'ten Kuban ağızlarına kadar olan bölgede ve Karadeniz'in doğu kıyısı boyunca yaşayan tüm Adığe boyları tarafından küçük farklılıklarla konuşulmaktadır... “ ( L.Ya. Lulier, ‘Çerkesya: Tarihi ve Etnografik Makaleler’, 1857-1866, - "Л.Я. Люлье, 'Черкессия: историко-этнографические статьи' (1857-1866)" ).
* “Bazı bilim adamlarının görüşüne göre Adyge, ‘antiche’ kelimesinden ‘antik-insan'dan ( "антихе"-человек ) türetilmiştir. Kafkasya'nın en asil halklarından birini temsil eder. Karakterlerinin ayırt edici özellikleri cesaret, cüret ve şövalyeliktir... ‘Çerkes’ ismini, onlara Kerket ( керкет ) adını veren eski Yunanlılardan aldılar.” ( Kafkasya'nın Fethi, ( koleksiyon ), Alvin Caspari - "Покоренный Кавказ ( сборник ), Альвин Каспари" ).
* “Batı Kafkasya'nın güney şeridinde neredeyse tamamen Adige veya eskiden Kosoglar ( косог ) adını verdiğimiz Çerkes kabileleri yaşıyorlardı.” ( Kafkas Bülteni, No. 1, Aylık Bilimsel ve Edebiyat Dergisi, 1900'den 1904'e Kadar Yayınlanmıştır. Tiflis, Ed. V. D. Korganov, ardından G. P. Melik-Karakozov, ed. K. N. Begichev, ardından V. D. Korganov - "Кавказский вестник №1 , Ежемесячный научно-литературный журнал /Выходил с 1900 по 1904 гг. в Тифлисе. Изд. В. Д. Корганов, потом Г. П. Мелик-Каракозов; ред. К. Н. Бегичев, потом В. Д. Корганов" ).
* “Batılı Adığeler-Çerkesler, Rusya’dan çok önce, yüzyıllarca bağımsız bir yaşam sürdüler. Eski Yunanlılar bile ‘Kerkez’leri ( керкез ), yani Adığeleri-Çerkesleri biliyorlardı...” ( L. Tikhomirov'un Anıları, "Geçmişin Gölgeleri" - "Мемуары Л.Тихомирова,'Тени Прошлого' " ).
* “Denize açıldıktan 33 gün sonra Sihia (Сихия ) adlı bir ülkeye, Matrika ( Матрика ) adlı bir şehre vardılar. Burada, Kafkasya'nın Batı yamaçlarında ve ovalarında, Kuban ve Kabardia'nın çoğunda yaşayanlar Zichler ( Zich ) Çerkesler-Adığelerdi...” ( Kardeş Richard Tarafından Keşfedilen Büyük Macaristan'ın Varlığı Hakkında, Yu. Vengersky - "О существовании Великой Венгрии, обнаруженном братом Рихардом", Ю.Венгерский" ).
* Rusya tarafından fethedilmeden önce, Karadeniz bölgesi şu anda olduğundan çok daha yoğun bir nüfusa sahipti. Kuzey kesiminde uzun zamandır Adığe veya Çerkes kabileleri yaşıyordu.” ( Sergey Anisimov. ‘Kafkasya'nın Karadeniz Kıyısı’ - "Сергей Анисимов. 'Черноморского побережья Кавказа' " ).
* “Çerkesler, Rus kaynaklarına göre, çok aşiretlidir, ancak dil ve günlük yaşam olarak, Kafkasya'nın Batı Dağ halklarıyla ilişkilidir. Yunanlılar, Çerketleri ( Церкет ); Zikhleri ( Зих ) milattan önce, Yunan coğrafyacılarının onların yerlerini göstermelerinden çok önce tanıdı. Zikhi ismi ( Зихи ) açıkçası, onları gerçek ismi Adığe'nin Yunanca telafuzuydu, sadeleştirmesiydi: Adzige, Dzigi, Zigi, Zikhi ( Адзиге, Дзиги, Зиги, Зихи... )" ( Kazak Sözlük Referans Kitabı, Yayıncılar: A.I. Skrylov, G.V. Gubarev; Cleveland, Oidaho, ABD, 1966 - "Казачий словарь-справочник Издатели: А.И. Скрылов, Г.В. Губарев; Кливленд, Ойдахо, США, 1966 г." ).
* “Batı Kafkasya'nın tamamında, genellikle Çerkesler denilen, kalabalık Adığe halkı yaşıyordu." ( Fadeev R. A., ‘Kafkas Savaşı’ - Фадеев Р. А., 'Кавказская война' " ).
* “Şu anki Transkafkasya’da Adığelerin ya da Çerkeslerin çok eski zamanlardan beri yaşadıklarını düşünmek için nedenler var. Çerkes ismine ilk olarak Milattan Önce 500'lü yıllarda Skilax Karyandensky'de ( Скилакс Карианденск ) rastlıyoruz. Skilax onların Karadeniz'in kuzeydoğu kıyılarında yaşadıklarını söylüyor... Antik Adığeler sadece Yunanlılar tarafından değil, onlara Tcherikass veya Sherikas ( Tcherikass, Шерикас ) adını veren uzak Medler-Persler tarafından da biliniyorlardı ve Erkert'e göre bu kelime savaşçı anlamına geliyordu..." ( V. P. Pozhidaev. 'Kuzey Kafkasya', Gosizdat. 1926 - В. П. Пожидаев. 'Горцы Сев. Кавказа'. Госиздат. 1926г." ).
* “Çerkeslerin kendi adı ve dili 'Adıge'dir... Bu dil, Kabardey'in doğu eteklerinden, Abzakh bölgesi dahil, Karadeniz'e kadar olan coğrafyada kullanılıyor" ( James Bell, '1837, 1838, 1839 Yılları Çerkesya Günlüğü', Cilt 1 - Джемс Белл, 'Дневник пребывания в Черкесии в течение 1837, 1838, 1839 гг. , т. 1-2.' " ).
* “Tüm Avrupa'da daha çok Çerkes adıyla bilinen Adiğeler, Kuban, Karadeniz ve Abhazya sınırları arasındaki ana dağ sırasının her iki yamacında yaşıyorlar." ( "Kafkas Savaşının Tarihi İle Bağlantılı Olarak, İmparatorluk Majesteleri Büyük Prens Konstantin Nikolaevich Alayının Gürcü Birliklerinin Askeri Tarihi", Type. Molikova ve Co, Tiflis 1865 - "Военная исторiя Грузинскаго гренадерскаго Его Императорскаго Высочества Великаго Князя Константина Николаевича полка, въ связи съ исторiей Кавказской войны", Тип. Моликова и Ко, Тифлис 1865г." ).
* “Kuzey Kafkasya'nın Kuban bölgesi yakınlarındaki yüksek dağlarda, ovalarda ve meskun bölgelerde, Ruslar tarafından fethedilmeden önce Çerkes kabileleri veya başka deyişler Adığeler yaşıyorlardı" ( A. F. Schweiger-Lerchenfeld, "Dünyadaki Tüm Halklar Arasında Kadın: Hayatı, Ahlaki Değerleri ve Sosyal Statüsü.", 1885, 668 s. - А.Ф. Швейгер-Лерхенфельд , "Женщина. Ее жизнь, нравы и общественное положение у всех народов земного шара". Пер. с нем — Спб., 1885 г, 668 с ).
* “Çerkesler kalabalık ve asil bir halktır .. Çerkeslerin şu anda bilinen hiçbir dile benzemeyen özel dilleri tüm halkların dillerinden farklıdır. Ama Abhazlarinkine biraz benziyor. Kendilerine Adığe diyorlar; ama Türkler ve Tatarlar onlara Çerkaslar, Gürcüler Çerkesler, Osetliler veya daha doğrusu Osslar onlara Kazak ( Казах ) diyorlar." ( Debu I., Kafkas Halkları Hakkında Çeşitli Tarihsel Yorumlar, Anavatan Notları, 1821 - ( Дебу И. Разные исторические замечания относительно народов, соседственных Кавказской линии // Отечественные записки, 1821" ).
* "Kendilerine 'Adığe' diyen Çerkeslerin adı, Farsça 'serkesh' ( 'серкеш' ) kelimesinden geliyor... ve asi, özgür anlamına geliyor." ( Savelyev E.P. 'Kazakların Eski Tarihi' - "Савельев Е.П. 'Древняя история казачества' " ).
* “Pliny'nin Kafkas halklarından biri olarak bahsettiği Adığelerin kendilerine 'Adığe' diyen Çerkesler olmaları mümkün... VIII-XII. Yüzyıllarda Rus ve Yunan tarihçiler Çerkeslerden, kendilerine komşu Osetler tarafından verilmiş isimle Kazaklar ( казак ) diye bahsettiler. Araplar onlara Memlükler, Gürcüler Çerkesler, Tatarlar ve Avrupalılar ise Çerkesler ve Çirkaslar diyorlardı." ( George Ellis. 'Kara ve Hazar Denizi Arasındaki Bölgenin Açıklaması' - Джордж Эллис, 'Описание местностей между Черным и Каспийским морями'" ).
* “Bu yerde, Pontus'a akan Merula ( Мерулы ) nehrine kadar Çerkeslerin veya Zikhlerin ( зихи ) yaşadığı dağlar var. Dağların erişilemezliği umuduyla, ne Türklere ne de Tatarlara itaat etmiyorlar." ( 'Tractatus de duabus Sarmatiis', Matthew Mekhovsky'nin 1517'de yayınladığı tarihi ve coğrafi bir inceleme - "'Tractatus de duabus Sarmatiis', историко-географический трактат Матвея Меховского, опубликованный в 1517 году" ).
* "Adığe veya Çerkes kabilesi Kuban Dağları'ndan Kuban Nehri'nin ağızlarına kadar olan bölgede ve Hazar denizine kadar uzanan Büyük ve Küçük Kabardey'de yaşıyor". ( Alexander Dumas, "Kafkasya'ya Yolculuk" - "Александр Дюма, 'Путешествие на Кавказ' " ).
* "Çerkes dili bilinen diğer bütün dillerden tamamen farklıdır; tamamen saf Çerkes dili Büyük ve Küçük Kabardey'de ve Laba yakınlarında yaşayan Besleney kabilesinde konuşulmaktadır; Kuban'ın ötesinde ve Karadeniz sahilinde yaşayan diğer Çerkes halkları Çerkesçenin lehçelerini konuşuyorlar. Çerkes dilinin telaffuzu, dünyadaki en zor dillerinden biridir ve bildiğim herhangi bir alfabeyi kullanarak içindeki tüm sesleri tam olarak ifade etmek imkansızdır." ( Blaramberg I. F., "Tarihsel Kafkasya'nın Topografik İstatistiksel, Etnografik ve Askeri Tasviri" - "Бларамберг И. Ф., 'Историческое топографическое статистическое этнографическое и военное описание Кавказа' " ).
* "Kendilerini Adige olarak adlandıran Çerkesler, eski zamanlarda Kafkasya'nın batı tarafında ve Kırım yarımadasında yaşadılar ve Yunanlılar tarafından Zikhiler olarak biliniyorlardı." ( "Kafkasya'daki Dağlı Kabilelere Kısa Bir Bakış", Nalçik, 1992, 1858 tarihli Kafkasya Valiliği Matbaası baskısına göre, Tiflis, A. Berje - "Нальчик, 1992 г. - по изданию 1858 г. Тифлис, типография Канцелярии-наместника кавказского, акад. Ад. Берже" ).
* “Bu halkın Yunanca adı, tarihçiler tarafından Yashigi, Yatsigi, Azigi, Yazigi ve Zikhi, Zikhi, Zigi, bazen Sigi, hatta Tsigi, Tsingi ve Tsikhi olarak ( Ясиги, Яциги, Азиги, Языги и Зыхи, Зихи, Зиги, а иногда и Сиги, даже Циги, Цинги и Цихи ) tercüme edilir. Bu tam doğru değil. Yunanca alfabesinde ilk harf A'nın ardından Zeta gelirse 'dz' olarak telaffuz edilir. Bu ismin Rusça'da doğru telaffuzu, Adigi veya Adzigi'dir ( Адзиги или Адиги ). Bu, Çerkeslerin bugün kendilerine verdikleri isimdir." ( "Kazakların Eski Tarihi", Evgraf Petrovich Savelyev - "'Древняя история казачества'", Савельев Евграф Петрович" ).
* “Kerket ( керкет ) kelimesinin, Adığelere Rusların ve diğer halkların verdikleri Çerkes isminin kökeni olduğunu görmek kolaydır." ( L. G. Lopatinsky, 10 Mart 1891 Tiflis, "Genel Olarak Adığe Halkı ve Özel Olarak Kabardeyler Hakkında Notlar" - Л. Г. Лопатинский, 10-го марта 1891 г. г. Тифлис. "'Заметки о народе Адыге вообще и Кабардинцах в частности' " ).
* "Çerkesler kendilerine Adığe diyorlar, ama bizim tarihimizde muhtemelen Osetlerden ödünç aldığımız Kasoglar ( касог ) olarak geçiyorlar... Çerkes kelimesinin büyük olasılıkla eski coğrafyacıların ( Skilax, Strabon, Pliny ) Karadeniz'in Kafkas kıyılarında yaşayanlara verdikleri isimle: Kerket ile ( керкет ) bir ilişkisi var. Kafkasya'da koloniler kuran Ceneviz tüccarlarının Kerket'i, Circassi ( circassi ) olarak kullandıklarını, Türkçedeki Çerkes'in buradan çıktığı ve bütün Avrupa ile Asya'ya yayıldığını, düşünmek için yeterince sebep var." ( E. G. Weidenbaum. "Kafkas Eskizleri", Tiflis, 1901 - 'Е. Г. Вейденбаум, 'Кавказские этюды' Тифлис, 1901" ).
* "Tüm dilbilimcilerin fikir birliği ettikleri gibi, eski yazarların ( Pliny, Strabon vb.) "Kerketler" olarak adlandırdıkları, daha sonra "Çerkesler" olarak bilinen halk, modern Çerkeslerden başkası değildir" ( Krupnov E. N. "Kabardey Antik Tarihi ve Kültürü. M., 1957. - "Крупнов Е. Н. 'Древняя история и культура Кабарды'. М., 1957" ).
* "'Kerket' kelimesi, Kabardino-Shapsug fonetiğine dayanmaktadır. Bu terimi Gürcü diline taşıyan Megrelcenin özel telafuzu nedeniyle 'Kerket'in 'Çerkes'e dönüşmüş olması çok doğal". ( İ. Lavrov, "Abaza, Çerkes, Karaçay, Balkar Kültürü Üzerine Seçilmiş Eserler" - "И. Лавров, 'Избранные труды по культуре абазин, адыгов, карачаевцев, балкарцев'" ).
* "Çerkesya'nın sakinleri veya Çerkesler kendilerine ve ülkelerine Adığe; Türkler ve Tatarlar, Çirkas; Gürcüler Çerkes; Ruslar, Çerkes; Almanlar, Çerkes ve Osetliler, Kazak ( Казах ) diyorlar, ki bu, belki de İmparator Konstantin zamanında yaygın bir isimdi" ( Johann Anton Gildenstedt, "Kafkasya'ya 1770-1773'te Seyahat" - "Иоганн Антон Гильденштедт, "Путешествие по Кавказу в 1770-1773 гг." ).
* "Küçük Asya'nın kuzeydoğu kesiminde, Hitit-Nesite döneminde, Kashkolar ( кашко ) önemli bir rol oynadılar. Çerkeslerin-Adığelerin aşiret ismine yakın olan Kashko ( kaška ), eski Rusça, eski Gürcüce, Arapça kaynaklarda kosog, kašag, kešag diye geçer". ( G. A. Melikishvili. Nairi-Urartu. TB., 1954 - "Г.А. Меликишвили. Наири-Урарту. Тб., 1954" ).
*- "Burada Çerkesler olarak bilinen halk, kendilerine Adığe diyorlar..." ( Felitsyn E. D. "XVII. Yüzyılda Batı Kafkas Dağlıları ve Nogaylar". - "Фелицын Е. Д. 'Западно-Кавказские горцы и ногайцы в XVII' " ).
* "Çerkeslerin adı onlara çevrelerindeki halklar tarafından verildi; onlar kendilerine her zaman Adığe dediler." ( "Ansiklopedik Sözlük", FABrockhaus ve IAEfron. - 'Энциклопедический словарь' , Ф.А.Брокгауза и И.А.Ефрона" ).
* "Karadeniz'in doğu kıyısında, Anapa'dan Saşe ( Саше ) nehrine kadar, iki kabile yaşıyor: Natuhaylar ve Shapsughlar. Bunlar burada Çerkesler olarak biliniyorlar ve onlar kendilerine Adığe diyorlar. Saşe'den İngur'un ağzına kadar deniz kıyısında ise Abazinler yaşıyorlar, onlar kendilerine "absasua" ( абсасуа ) diyorlar. ( Tornau F.F. "Bir Kafkas Memurunun Anıları" - "Торнау Ф.Ф. 'Воспоминания кавказского офицера' " ).
* "Çerkes dili asıl adı Adığe ( Adij-Адиж ) olan Çerkesler veya Çirkaslar tarafından kullanılıyor. Zyges Strabonovs, Zuchoi Peripla Arrionov, Sychen, Zyches veya Zeches gibi Bizans yazarlarının da özü gibi görünüyorlar. Zikhler veya Çerkesler, Orta Çağ'da Don nehrinin ağzından Kimmerya Vospora'sına kadar tüm Azak denizi kıyılarında yaşıyorlardı. Şu anda Çerkesya'daki en kalabalık halk." ( Adrian-Andriano Balbi, 1782-1848, "Kafkas Ülkesinin Dilleri Hakkında" - "Адриан-Андриано Бальби, 1782–1848, 'О языках страны Кавказской' " ).
* "Çerkesler, özellikle Pyatigorsklar, burada çok sayıda yaşayan, Tatarlar olarak görülmek istemiyorlar. Görünüşe bakılırsa Tatarlara da benzemiyorlar... Çerkesler çok farklı aşiretler... Dağlarda yaşıyorlar, saçlarını kazıyorlar... Pyatigorsk Çerkesleri veya 'beş dağın Çerkesleri' Kırım Tatarlarını çevreleyen dağlarda yaşıyorlar. Tatar olduklarına dair hiçbir kanıtım yok. Yüzleri ve vücutları beyaz, bu onların farklı ırktan insanlar olduklarını gösteriyor." ( Nikolaas Witzen, "Moskova'ya Yolculuk, 1664-1665. - "'Путешествие в Московию', 1664—1665, Николаас Витсен" ).
* "Bu Çirkasler kendilerine Adığe diyorlar. Yunanlılar ve İtalyanlar onlara Tsikhler ( цих ), Ruslar Yasa ( яса ) diyorlar. As adıyla da biliniyorlardı. Şu anda bile Taman ve diğer adalarda yaşayanlar Ruslar arasında Yasa olarak biliniyor. Tatarlar onlara Adalar ( адалар ), Türkler Kara-Çerkesler diyorlar. Ada, Agyani, Boshadukh, Hatukai, Kemerguy, Beslini ( ада, агьяни, бошадух, хатукай, кемергуй, беслини vb ) gibi farklı kabilelere ayrılırlar. Soylular, vasallar ve köleler olmak üzere üç sınıf var. Kabileler arasında birbirinden çok az farklı lehçeleri olan bir dil konuşurlar. Her iki Kabardey'de de konuşulan dil; akraba bir dil olsa da, Abhazca'dan neredeyse tamamen farklı. Genelde, dünyadaki herhangi bir dil ile hiçbir ilişkisi yok. Çok gırtlaklıdır, ancak nahoş değildir." ( Tanu'ya Seyahat. Tana XIV-XV Yüzyılların Tarihi... Jehoshaphat Barbaro. - "Путешествие в Тану. История Таны XIV-XV вв... Иосафат Барбаро" ).
* "Biz Avrupa'da bu halkları Çerkesler ortak adı altında tanıyoruz. Ruslar onlara Çerkes ( черкесы ) diyorlar. Osetliler ve Mengreller 'kezekhler' veya 'Kazaklar' ( 'кезехи' veya 'казахи' ) diyor. Bizans tarihçilerinin kullandığı 'Kazak' adını anımsatıyor. İlginçtir ki, Çerkesler kendilerine Adığeler ( адыги ) diyorlar. Antik çağ tarihçilerinin bize bıraktıklarında bu ismin izlerini bulamıyoruz. Çerkeslerin adı muhtemelen 'Kerket'ten geliyor." ( "Skassi R., Bay Scassi'nin 1816'da sunduğu Çerkesya Üzerine Notlar'dan Alıntı" ).
* "Çerkesler veya Kabardeyler, genellikle, fizikleri güzel, güçlü insanlar; cesur, yorulamaz, hünerli, kibirliler; hem at sırtında hem de yayan çok iyi silah kullanıyorlar... Çerkesler iyi yapılı, ince ve güzel, etkileyici bir yüze ve gururlu bir görünüme sahipler... ( Reyneggs J., "Kafkasya'nın Genel Tarihsel ve Topografik Tanımı" - "Рейнеггс Я., 'Общее историко-топографическое описание Кавказа'" ).
Kaynak: Ranews veya AdığeRu
Sanırım uzattım, ama gerekliydi.
Binlerce yıllık kaynaklardan yaptığım bu alıntılardan da görebileceğiniz gibi ( inanın daha yüzlerce-binlerce böyle kaynak var ) "Çerkes" ve "Adığe" bir ve aynı halka verilen bir isimdir.
Hem de binlerce yıldır.
Yani "biz kendimize hep Adığe dedik, Çerkes bizim ismimiz değil", "bütün Kuzey Kafkas halklarına Çerkes denmiştir" gibi söylemlerin hepsi uyduruktur. Sadece bir projeye hizmet eden söylemlerdir.
Biz, gücümüz yettiğince gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.
Hatko Schamis
14. 01. 2021