"Savunmaları ile ölümsüzleştirdikleri sahillerden kaçış başladı. Dağlardaki artıkları da askerlerimiz yakında temizleyecek ve savaş kısa zamanda sona erecek... Çerkesya artık yok!" başlığı atmıştı, o uğursuz günlerde St.Petersburg Gazetesi.
Bu başlık, soykırımın da resmi itirafıydı. Ama aynı zamanda "ne yapmalı" sorusunun cevabı.
Bu nedenle biz, Çerkesya Hareketi, Çerkes Sorunu'nun tarihi vatanımız Çerkesya'nın yok edilmesi-Çerkes halkının vatansızlaştırılması olduğunu ve her Çerkes'in öncelikli görevinin tarihi vatanımız Çerkesya'nın ekonomik, siyasi ve demografik olarak yeniden inşa edilmesi için çalışmak olduğunu anlatıyoruz.
Çünkü asimilasyonu durdurmanın ve geleceğimizi garanti altına almanın yolu, yeniden tarihi vatanımız Çerkesya'da birlik olmaktan geçiyor.
Bu, aynı zamanda "Sürgün Çerkesleri"nin 21 Mayıs'ta ne yapmaları, ne talep etmeleri gerektiğinin de özetidir:
* Vatana Dönüş,
* Çerkes Halkının Tarihi Vatanında Birliği,
* Tarihi Vatanımız Çerkesya'nın Yeniden İnşası.
Çünkü Çerkesya, Çerkes kimliğinin, dilinin ve kültürünün sonsuza kadar yaşayabileceği dünyadaki tek coğrafyadır. Çerkes halkı, sadece Çerkesya'da Çerkes kalabilecektir.
Bu nedenle 21 Mayıs'ta muhatabımızın karşısına "Çerkes Sorunu"nu çözecek bu net, haklı ve anlaşılır taleple çıkmalıyız. Pankartlarımızla ve sloganlarımızla Çerkesya'yı, vatana dönüşü ve vatanda birliği anlatmalıyız.
Nalçık'ta, bu Çerkesya Pankartını açtığımızda, bir avuçtuk. Ama yürüyüş başladıktan sonra hızla büyüdük. İnsanlar Çerkesya pankartının arkasında toplandı. Bu, Çerkesya'nın Çerkes halkının hafızasına kodlandığının, güçlü bir talep olduğunun ve Çerkes Sorunu'nun çözüm adresi olacağının başka bir kanıtıdır.
Dünyanın neresinde yaşıyor olursak olalım, bu 21 Mayıs'ta ve her 21 Mayıs'ta, Çerkesya'yı: umudu büyütelim, çözümü yakınlaştıralım...