Bu arada Federasyonumuzun Çerkesleşmesi, isminin ve vizyonunun Çerkes ( Adığe ) halkını ve çıkarlarını temsil edecek bir şekilde değişmesi için mücadele etmeye devam ediyorduk.
Derneklerimiz kendi bünyelerinde bu sorunu çözebiliyorlardı. Ama Federasyonumuzun değişiklik yapabilmesi için Kongrenin toplanması ve tüzük gereği, delegelerin üçte ikisinin bu yönde oy vermesi gerekiyordu.
2013 yılında kongre toplandı, delegelerin % 67’si Kaf Fed’in “Çerkes Fed"e dönüşmesi yönünde oy verdi. Sadece 8-10 oyla 3/2 çoğunluk sağlanamadı.
Yani tabanda güçlü bir talep vardı. Ama bu talep tüzüğe takıldı.
Bu arada birileri İstanbul’da “alelacele” bir “Çerkes Dernekleri Federasyonu” kurdu. Aslında böyle bir Federasyon kurabilecek yeterlilikleri yoktu. Ama yasaları aşmak zor değildi. Aştılar…
Birileri, “Çerkes Dernekleri Federasyonu var, Kaf Fed artık ismini Çerkes Dernekleri Federasyonu olarak değiştiremez” gibi şeyler söylüyor, bu bahaneye sığınıyorlar.
Ama ÇERKES DERNEKLERİ FEDERASYONU ismi 15 Şubat 2013 tarihinden beri Vacit Kadığolu’na tescilli. Yani istenirse Kaf Fed, Çerkes Dernekleri Federasyonu’na dönüşebilir. Bunun önünde yasal bir engel yok! Engel, kafalarda ve/veya başka yerlerde…
Bu konuda neden bu kadar ısrar ediyoruz, bir kez daha burada uzun uzun anlatmak istemiyorum. Önemli, çünkü, hele hele diğer Kuzey Kafkas halkları kendi etnik-ulusal kimlikleri ekseninde örgütlendikten sonra, Çerkes halkının da kendi etnik-ulusal kimliği ile örgütlenmesi gerekiyor.
Çerkes halkını, “ÇERKES ÖRGÜTLERİ” temsil etmeli.
Abhaz, Çeçen, Oset, Karaçay-Malkar dernekleri ve/veya Federasyonları var, ama bizim Federasyonumuz bütün bu halkları da “temsil etmeye” devam ediyor. Abhazların dernekleri Abhazların, Çeçenlerin dernekleri Çeçenlerin… ama bizim derneklerimiz hepimizin. Niye? Çünkü, “bizim derneklerimizin kuruluşunda hepsinin emeği ve katkısı var” diyorlar…
Kimin ne kadar katkısı oldu tartışmak bile abes, kimsenin emeğini inkar etmek doğru olmaz. Ama kurumlarımız 30-40 yıl önceki siyasi gerçekler üzerine örgütlenmişlerdi ve bu gerçeklik artık değişti. Herkes kendi kurumunu örgütledi. Bugün 30-40 yıl önce ( evet, birlikte ) örgütlediğimiz kurumlarımızda kalanların büyük çoğunluğu Çerkesler ( Adığeler ). Ve bizim bu durumda kendi çıkarlarımıza uygun kararlar alma hakkımız var.
Ki, biz kimseye “çıkın-gidin” de demiyoruz. Önce, çoğunluk esasına göre, isim değişiklikleri yapılmalı. Çerkeslerin ( Adığelerin ) çoğunluk olduğu dernekler, “Çerkes Dernekleri-Adığe Khase”lere dönüşmeli; Abhazların, Çeçenlerin çoğunluk oldukları dernekler de Abhaz, Çeçen… derneklerine ve derneklerimiz bütün Kuzey Kafkas halklarına açık olmalı. Sonra, Çerkes, Çeçen, Oset, Abhaz… dernekleri ve Federasyonları birlikte bir konfederasyon kurmalı.
18-20 Ekim tarihlerinde Almanya’nın Nürnberg şehrinde örgütlenen 2. Uluslararası Çerkes Konferansı’nda bir konuşma yapan Abhaz Dernekleri Federasyonu temsilcisi de şu sözleriyle aynen bunu önerdi:
“1. Aşama : Aynı kültür ve dile sahip kitlelerin, ülkenin ve dünyanın neresinde olursa olsun örgütlenmesi ve tek çatı altında toplanması…
Federasyonun bu çalışmaları sonucunda; aynı dili ve kültürü yaşayan Abazalar, dünyanın gittikçe küçülme eğilimini fırsata dönüştürmüş ve tekrar el ele, yürek yüreğe verebilmiştir.
Bu tutumun tüm Kafkas toplumlarında uygulanması hayati öneme sahiptir. Her kültür ve konuştuğu dil örgütlenmeli ve tek çatı altında toplanmalıdır.
Diasporadaki bu örgütlü yapılar; kendi toplumları ile ilgili çalışmalar yaparken, konu en nihayetinde siyaset ve Kafkasya’nın bekasına geldiğinde etle tırnak gibi olmalı ve birlikte hareket etmelidir. Bu birlikte hareketin yegane yolu federasyonların çatı örgütü konfederasyon ile mümkündür...”
Bunun, bizim şimdiye kadar anlattıklarımızdan hiçbir farkı yok. Ama ilginçtir, kimse bu sözler sonrası ayağa kalkıp, “ırkçı, mikro milliyetçi, faşist…” gibi ithamlarda bulunmadı, hakaret etmedi.
Belki de artık gerçeği herkes görüyor ve Çerkesleşme zamanı geldi. Ve biz bu süreci hızlandıran katalizör olduk veya “günah keçisi”!