Eğer siyasi mücadeleye giriyorsanız, sadece sizin bir vizyonunuzun veya projenizin olması yetmez; rakiplerinizin veya düşmanlarınızın projelerini, çalışma yöntemlerini de bilmelisiniz.
Rusya, Çerkeslerin ( Adığelerin) birleşmesini ve Çerkesya'nın yeniden inşa edilmesini istemiyor. Çerkes kimliğinden, Çerkes kimliğinin siyasallaşmasından ve örgütlenmesinden; yani Çerkes Ulusal Hareketi'nden çok rahatsız.
Çünkü Çerkes kimliğinde Çerkes halkının binlerce yıllık tarihi, birlik ve özgürlük özlemi, siyasi ve hukuki hakları, vatana dönüş talebi; yani geleceği gizlidir.
Sadece kağıda değil, Çerkes halkının toplumsal hafızasına da yazılmıştır bunlar.
Bu nedenle, dünya halkları ve uluslararası hukuk "ben Çerkesim" dediğimizde; başka hiç bir şey anlatmamıza gerek kalmadan, Çerkes soykırımı ve sürgününü, tarihi vatanında bölünmüşlüğünü, dünyaya dağıtılmışlığını ve Çerkesya'nın yok edildiğini anlar.
Ve Çerkes, Çerkes halkının damarlarına hayata tutunma; kimliğini yaşatma, tarihi vatanında birlik olma özlemi ve direnme gücü pompalar.
Başka hiç bir tanımda-kimlikte yoktur bu güç.
Gerek Rusya'nın gerekse Çerkes halkını asimile etmek isteyen güçlerin Kafkas'tan, Adığe'den... değil; Çerkes'ten rahatsız olmalarının nedeni budur. Aynı şekilde, bizim Çerkes kimliğinde ısrar etmemizin nedeni de budur.
Peki Rusya nasıl çalışır?
Rusya İmparatorluğu, öncelikle ideolojik mücadele verir, "beyinleri ve kaleyi içeriden fetheder". İnsan devşirir, bunların önünü açar, rakiplerini tasfiye eder, akıl verir...
DÇB kongresi üzerine konuşamadık. Gerek bizim, gerekse Antalya ve Reyhanlı derneklerinin bu konuyu ısrarla gündemde tutma ve bir sonuca bağlama çabalarımız, Hağajey Beslan'ın, Mutlu arkadaşımızın moderatörlüğünü yaptığı YouTube programında dile getirdiği, kadını küçük gören sözleri öne çıkarılarak boğuldu. Asıl konu kapatıldı.
Halbuki sorduğumuz soru çok açıktı:
4 ay birlikte çalıştığınız Beslan'a desteğinizi neden son gün geri çektiniz?
Diyelim ki, Beslan'ın Kongre sonrası programda böyle bir hata yapacağını öngördünüz, peki neden Hauti'ye destek verdiniz?
Neden karşı oy vermediniz veya oy verme işlemi başlayınca salondan çıkmadınız?
Ve neden yönetime girdiniz?
Cevap alamadık, alamayacağız da. Çünkü böyle kritik soruları cevaplayamayacakları karmaşık ilişkileri var. Hiç dillerinden düşürmeseler de, "açık, şeffaf ve demokratik" değiller.
Olsalardı, kamuoyuna "düşmanlarımızı sevindirmeyelim", "kurumumuzu yıpratmayalım" tadında açıklamalar yaparken insanları tek tek arayıp soru soranları, yanlışları eleştirenleri karalamaz, dedikodu yapmazlardı.
İşte Hauti, bırakın "Çerkes"i," Adığe"yi de bölüyor, Kabardey Balkar Cumhuriyeti Çerkeslerini Nüfus Sayımı'nda kendilerini "Kabardey" olarak yazdırmaya çağırıyor, "herkes istediğini yazdırır" bahanesine sığınarak...
Ve röportajı yapan kadına hakaretler yağdırıyor. Tayland'ı, "kocasını" diline doluyor!
Hani neredeler "Kadına saygısızlık" yapılmasına tahammül edemeyenler?
Hauti'nin o "Tayland" hatırlatmalarının ne anlama geldiğini bilmiyorlar mı?
Ve Hauti'nin veya DÇB'nin ilk yanlışı mı bu?
21 Mayıs'ta Nalchık'a gidenler için bir gazeteye "bunlar provakatör" açıklaması yapmadı mı?
Ben daha mahkemede yargılanırken, yani hukuki olarak "suçsuz"ken, " suç işledi, deport edilecek" demedi mi?
Martin için üç maymunları oynayıp, komplocu polisleri korumadı mı?...
Tarihi bir kenara bırakalım; ama Koşhable forumunundan beri, yıllardır, bizzat DÇB'nin organlarında bile "Çerkes Adığedir, Adığe Çerkestir" kararı alınmadı mı? Diasporaya ve DÇB bileşenlerine bu karar ekseninde örgütlenme çağrıları yapılmadı mı?
Bu kararlar turşusunu kurmak için mi alındı? Rusya Bilimler Akademisi'nin kararı uyduruk mu?
Değil tabii ve bunu kendileri de çok iyi biliyorlar. Ama Çerkes Ulusal Mücadelesini bastırmaları, görevlerini yapmaları isteniyor kendilerinden.
Diaspora Çerkesleri vatanımızda Çerkes halkının ve tarihi vatanı Çerkesya'nın Birliği için mücadele eden yurtseverlere sahip çıkmalılar.
Nüfus sayımı, Çerkeslerin bir halk-bir millet olduğunu tescil edecek ve bir halk-bir millet olarak sahip olduğu hak ve özgürlüklerin önünü açacak siyasi ve hukuki bir belge olacaktır.
"Çerkes Adığedir, Adığe Çerkestir" söylemi bölücülük veya Kafkas halklarının birliğini bozmak değil; Çerkes halkının siyasi ve coğrafi birliği için acil bir "olmazsa olmaz"dır.
Ve bütün Kafkas halklarının görevi, bugün, "birlik" vb duygu sömürüsü yapmadan, Çerkes halkını bu mücadelesinde desteklemektir.
Bayrağımızın "Çerkes bayrağı"; Kabardinka'nın bir "Çerkes Halk Dansları Topluluğu" olduğunu açıkça söyleyemeyenler anlamsız ve Çerkes Ulusal mücadelesine zarar veren inatlarından vazgeçmeliler. Takiyye yapmamalılar.
Son yıllarda Çerkes kimliğinin güçlenmesi karşısında "Adığe"cilik yapanlar da Rusya'nın oyununa geliyorlar. Rusya Federasyonu, Adığe Cumhuriyeti'ni boşuna kurucu üye yapmadı.
Bu kararı, tarihi gerçeklerin ortaya çıkmasına ve Çerkes Ulusal Mücadelesinin gelişmesine karşı aldığı bir önlemdi.
Rusya Federasyonu'nun kurucu üyesi olan bir Cumhuriyetin-devletin, uluslararası hukuka göre, daha fazla bir hak talep etmesi; sınırları dışında kalan tarihi Çerkesya coğrafyasında ve Rusya'nın veya Cumhuriyetin sınırları dışında yaşayan Çerkeslerle ilgili siyasi ve hukuki adımlar atması mümkün değildir.
Bu nedenle Adığe Cumhuriyeti "Adığe", Kabardey Cumhuriyeti "Kabardey", Şapsughlar "Şapsugh" olsun, statüko devam etsin, Çerkesler bölünsün diyorlar.
Bunu Rusya istiyor. "Biz Adığeyiz", vatanımız "Adığe Xeku-Adığey" diyenler de, bilinçli veya bilinçsiz buna hizmet ediyorlar.
Maikop'tan yükselen her "biz Adığeyiz" sloganı, Kabardey Balkar'da "biz Kabardeyiz" diye yankı yapıyor.
Bugün vatanımızda Çerkes ( Adığe) halkının siyasi ve coğrafi birliği için bütün riskleri göze alarak mücadele eden yurtseverlere sahip çıkma, ağız dolusu "BİZ ÇERKESİZ" diye haykırma günüdür.