Bugün, "1 Ağustos Vatana Dönüş Günü". Kosova Çerkesleri'nin, Yugoslavya'da yaşanan savaş nedeniyle 1 Ağustos 1998 tarihinde Adığe Cumhuriyeti'ne taşınmalarının unutulmaması, örnek olması, "Vatana Dönüş"ün hep gündemde kalması için ilan edildi.
İyi de oldu.
Kochesoko Martin'in dediği gibi, "eğer böyle bir ulusal günümüz olmasaydı, biz böyle bir gün bulmalıydık"...
Çünkü vatana dönüş; Çerkes halkının geleceğini garanti altına alma mücadelesinin köşe taşlarından biridir, hatta kayasıdır.
Kosova Çerkeslerinin Adığe Cumhuriyeti'ne taşınmaları, ilk ve tek örgütlü-kitlesel vatana dönüş organizasyonudur. Ve kitlesel-kalabalık vatana dönüşün nasıl örgütlenebileceğinin bir örneğidir.
1- Kosova Çerkesleri, şu veya bu nedenle, ( kitlesel-kalabalık vatana dönüş organizasyonunda nedenler farklı olabilir: ekonomik, siyasi, bir felaket, ulusal bilinç-güçlü bir talep... ) vatana dönmek istediler.
2- Vatanımızdaki siyasi kurumlar, örgütler, insanlar Kosova Çerkeslerinin vatana dönmeleri-getirilmeleri için çalıştılar.
3- Rusya Federasyonu Hükümeti ve siyasi liderliği, hem diasporada hem de Cumhuriyetlerimizde dile getirilen bu talebi-isteği gördü ve devletin olanaklarının, Kosova Çerkeslerinin vatana dönüşlerini örgütlemek için kullanılmasına izin verdi.
Bu 3 faktörün bir araya gelmesi ile Kosova Çerkeslerinin, ilk ve tek kalabalık-kitlesel, vatana dönüş eyleminin örgütlenmesi mümkün oldu. Ve bunlardan biri dahi eksik olursa, kitlesel-kalabalık vatana dönüş imkansızdır. Buna örnek de Suriye Çerkesleri'dir.
Suriye'de çok daha şiddetli bir savaş yaşanmasına ve Suriye Çerkesleri can güvenlikleri olmadığı için Suriye'yi terk etmeye başlamış olmalarına rağmen, bir Kosova örneği tekrarlanmadı.
Çünkü:
1- Suriye'de uzun zamandır "vatana dönüş" çalışması yapılmıyordu. Kimi olumsuz örnekler fısıltı gazetesi aracılığıyla yayılmış, Suriye Çerkeslerinin vatanla duygusal ve düşünsel bağları körelmişti.
2- Savaş başladığında, Rusya Federasyonu'nun ve/veya Suriye'nin kontrolü altında olan bazı "büyüklerimiz"-"aydınlarımız", bilerek veya bilmeyerek, Çerkes halkının değil; Rusya Federasyonu'nun ve/veya Suriye'nin çıkarlarının sözcüleri oldular.
Çerkeslerin çıkarına olan, Kosova Çerkesleri örneğinde olduğu gibi Suriye Çerkeslerinin kitlesel-kalabalık bir şekilde tarihi vatanımız Çerkesya'ya transfer edilmelerini talep etmek ve örgütlemekti.
Bunu yapmadılar. Özellikle gençlerin, cılız da olsa, bu yöndeki taleplerini bastırdılar.
3- Anavatanımızda da bu fırsat iyi değerlendirilmedi. Hem sivil toplum örgütlerimizin Çerkes toplumunu aydınlatma hem de Cumhuriyetlerimizin ve kurumlarımızın Rusya Federasyonu yetkililerini harekete geçirme çalışmaları çok zayıf kaldı.
Sonuç olarak, çoğu kendi imkanları ile, 2 bin kadar Suriye Çerkesi vatana dönmeyi başarmışsa da, şartlar çok lehimize olmasına rağmen, Suriye'den vatana kitlesel-kalabalık bir dönüş olmadı.
Daha doğrusu biz başarısız olduk ve bir fırsatı kaçırdık. Ama sanırım bir gerçek, daha billur bir şekilde görünür oldu:
1- Daha kitlesel-kalabalık bir "Vatana Dönüş" için, "vatana dönmek isteyen bir kitle ve bir talep olmalı". Hem diasporada hem vatanda!
2- Bu kitle ve talep, gerektiğinde hızlı hareket edebilmek için örgütlü olmalı. Hem vatanda hem diasporada!
3- "Rodina", 1956'da, "SSCB göçmenleri ve esirleri ile" ilgili olarak kurulmuştu. Sonra faaliyet alanı genişledi, "soydaşları" da kapsadı.
Ve Türkiye'de, Suriye'de, Ürdün'de Çerkes aydınları-elitleri ile ilişkiler ve geniş bir ağ kurdu. Bu ağ kurumlarımızda güçlendi.
Bugün, gerek vatanda gerekse diasporada kurumlarımız hala bu ağın etkisi-kontrolü altındadır. Bunlar Rusya Federasyonu'nun çıkarlarına uymayan veya izin vermediği çalışmaları engelliyorlar.
Dönüş Hareketi, bu ağın dışına çıkabilmelidir.
4- Rusya, "vatana dönüş"ün kapısını tutmaktadır. Rusya'ya rağmen kitlesel-kalabalık bir "dönüş" örgütlemek mümkün değildir.
Kimileri bu gerçeği, söylemlerimizin hep Rusya Federasyonu'nun çıkarları ile uyumlu olması geretiği şeklinde yorumluyorlar. Böyle olmayanları "Rus karşıtı" olmakla itham ediyorlar.
Halbuki Çerkesler ve Çerkes kurumları, diasporada ve vatanda, şartlar ne olursa olsun, Rusya Federasyonu'nun güncel çıkarları ile örtüşsün veya örtüşmesin, Çerkes halkının çıkarına olan herşeyi; hak ve özgürlüklerini yasal-demokratik yöntemlerle dile getirmeliler.
Ulusal bilinçlenme süreci kesintiye uğramamalıdır.
Yeltzin döneminde olduğu gibi, ortaya çıkan-çıkabilecek fırsatları kaçırmamanın ve Rusya Federasyonu'nun Çerkes halkının taleplerini görebilmesini-dikkate almasını sağlamanın başka yolu da yoktur.
5- Yaşadığımız ülkelerde ve Rusya Federasyonu'nda Çerkes halkının çıkarlarını-taleplerini de görecek siyasi kurumların ve yasaların olmasını istemeliyiz. Bu, "Rus karşıtlığı" değildir. Tam tersine, bu mücadeleyi bastırmak ve karalamak "Çerkes-dönüş karşıtlığı"dır.
Çünkü bu kurumlar ve yasalar olmadan veya Rusya Federasyonu'nu ikna etmeden kitlesel-kalabalık vatana dönüş mümkün değildir.
İkna etmek, hem neden Çerkeslerin vatana dönüşlerinin Rusya Federasyonu'nun da çıkarına olduğunu anlatma hem de bu talebi örgütleme-görünür kılma sürecidir. İkisi birlikte yürütülmelidir.
6- Bunlar, bireysel vatana dönüşlerin önünde bir engel değildir.
Sorun şu ki, birileri, "ilişkilerimiz iyi olursa", Rusya da Çerkeslerin bireysel olarak vatana dönüşlerine ses çıkarmaz, izin verir sanıyorlar.
Halbuki, her "bireysel vatana dönüş"çü de yurtseverdir. Rusya bunu biliyor. Bu nedenle, bireysel dönüşleri de kontrol altında tutmaya çalışıyor. Bu yönde çalışılmasını, sınırın aşılmasını istemiyor.
Rodina ve Rodina'nın etkisi ile kurulan ve/veya etkisi altında olan bütün örgütlenmelerin-"aydınlar"ın görevi bu dengeyi korumaktır.
7- "Bireysel dönüşler" sayesinde tarihi vatanımız Çerkesya'da demografiyi değiştirmemiz mümkün değildir. "Dönüş Hareketi"nin vatanda demografyayı değiştirme amacı-hedefi olmamalıdır.
Bugün, vatan ile diaspora arasında köprü olabilecek; vatanın ekonomik-siyasi yaşamına entegre olup, başarılı olacak; böylece "dönüş"e prestij kazandıracak bir çalışma yapmak gerekiyor.
8- Zaman zaman Cumhuriyetlerimizdeki yetkili insanlar, "oradaki gerçekliği" dile getiriyorlar. "Gerçeklik" dedikleri, vatanda siyasi-ekonomik şartların kitlesel-kalabalık dönüşe izin vermemesi ve bireysel dönüşlerin bile kontrol altında tutulması gerektiğidir.
Bu nedenle, diaspora Çerkeslerini herhangi bir nedenle, vatansever olmamakla suçlamak doğru değildir. Sorumlu-yetkili insanlar ve sivil toplum örgütleri dönüşü motive edecek açıklamalar yapmadıkça diasporada vatana dönüş çalışmaları kadük kalmaya mahkumdur.
9- Bakın, bugün Putin "Rusya Demiryolu İşçilerinin Günü"nü kutladı; Kazbek Kokov olimpiyatlarda yüksek atlamada finale çıkan Michael Akimenko'ya başarılar diledi, ama "Vatana Dönüş Günü" kimsenin aklına gelmedi. Diğerlerinin tavrı da farklı değil.
Önceki günlerde de kimse ciddi bir çalışma yapmadı. Ne diasporada ne de vatanda. "Vatana dönüş"ü böyle mi gündeme getireceğiz veya gündemde tutacağız; bir talep olarak örgütleyeceğiz?
Uzattım...
Herşeye rağmen, "Vatana Dönüş"ü örgütlememiz, bu bilinci büyütmemiz gerektiğine inanıyorum.
Vatana Dönüş bilinci ne kadar güçlü olursa, Çerkes ulusal mücadelesi de o kadar güçlü olur.
Bu nedenle, biz "Dönüşçüler"in önceliği, hala, Vatan ve Vatana Dönüş bilincini canlı tutmak; Dönüş'ü anlatmak; Dönüş'ü örgütlemek; Dönüş yapanları desteklemektir...
Vatan biz "Dönüş" yapmasak da var olmaya devam edecektir, bundan kuşku duymuyorum. Çünkü ayakları vatan topraklarına basanlar yok olmazlar! İlerler veya gerilerler ama yok olmazlar!
Vatanın havası, suyu, toprağı doğal yurtseverlik bilinci verir.
"Yüzümü vatana döndüm" deyip diasporada gelecek örgütlemek, diasporada gelecek örgütleyenleri-çalışmaları öncelemek yanlıştır.
Diaspora Çerkesleri Vatana dönmeye çalışmalılar.
Vatanı kurtarmak için değil; kendilerini kurtarmak için! Çünkü diasporada gelecekleri yok, kendilerini kandırmasınlar.
Ve şimdilik vatana dönüş yapamayanlar, henüz buna hazır olmayanlar, bireysel veya kalabalık-kitlesel, her dönüş eylemini, dönüş yapan herkesi desteklemeliler.
Çünkü her dönüş, vatanın güçlenmesi demektir.
Her dönüş diaspora ile vatan arasında bir köprüdür.
Her dönüş, henüz vatana dönüş yapma kararı alamamış olanların vatana bir adım daha yakınlaşmasıdır...
Bu duygu ve düşüncelerle, "1 Ağustos Vatana: Adığe Xeku-Çerkesya'ya Dönüş Günü"müz kutlu olsun!