Filistin'de, Gazze'de insanlar kan ağlarken, olağanüstü yıkımlar, soykırımlar yaşanırken paylaşmak uygun olmadığından pek çoğunu paylaşamıyoruz ama son zamanlarda Maykop'ta olağanüstü güzel günler yaşıyoruz.
Bireysel sevinç, huzur, mutluluk veren etkinlikleri bir kenara bırakalım ama yalnızca sanatsal, kültürel içerikli etkinliklere bile yetişemiyoruz.
Maykop'ta güz günleri hep öyledir; her kurum yıl sonu hünerlerini, ürünlerini sergiler. Etkinlikler birbirini kovalar, üst üste yığılır, birinden diğerine koşarsınız yine de yetişemezsiniz.
Resim sergileri, el sanatları sergileri, festivaller, anma toplantıları... Güz günleri kış ortalarına kadar Maykop'ta tam bir hasat zamanıdır, Maykop tam bir etkinlikler kenti olur.
Son olarak Ğuç'e Zamudin'in geleneksel hasır sanatı sergisi, ünlü şair, yazar, dramaturg, senarist, rejisör, filozof Kuyekue Nalbiy'i anma etkinlikleri insana gurur ve kıvanç veren, tadı damağımızda kalan, doyamadığımız etkinlikler oldu.
Bütün bunların üstüne üstlük, bugün (17.11 2023) ben de şahsen olağanüstü bir sevinç ve mutluluk yaşayarak onur duydum.
Werığeyeme Sıd Yebğeş'enıya? (Sen olsan ne yaptırırdın?) adını verdiğim kıssalar kitabımın amacına ulaştığını görerek mutlu oldum, onur duydum.
Adıgey Devlet Üniversitesi Ulusal Fakülte öğrencileri ve Siyhu Sult'an başta olmak üzere bazı mezunları ve öğretim üyeleri kitabımı okumuşlar, elekten geçirmişler. Değerlendirmelerini paylaştılar ve bir imza günü düzenleyerek bana imzalattılar.
Kitabın önemli amaçlarından biri kıssa edebi türünü örneklemek ve başlatmak ise diğer bir amacı da okurları edebiyat dünyasına girmeye, her bir kıssa özelinde kendilerini sorgulamaya, bu janrı geliştirip devam ettirmeye yönelikti.
Sordukları sorulardan anladım ki, her bir kıssayı kavramışlar, içselleştirmişler, gereken hisseleri almışlar. İnanıyorum ki, bu edebi janrı sürdürecekler, yazacaklar, okuyacaklar. Anadilimizi o kadar ustaca kullanıyorlar ki, Adıgece Vatanımızda yaşayacak, ölmeyecek.
Ama muhaceret olarak bizim de bu onurda bir payımız, çorbada tuzumuz olmalı, değil mi?
Hiç olmazsa bir fon oluşturalım. Ödüller koyarak, yayınları satın alarak, tanıtım, anma ve imza günleri düzenleyerek yazarları destekleyelim, teşvik edelim.
Evet, bugün Maykop'ta bir kez daha gerçekten onur ve kıvanç duydum. Umudum daha bir yeşerdi. Vatanın ulusal var oluştaki anlam ve değerini bir kez daha somut olarak yaşadım, duyumsadım.
Kök canlı ve sağlam olduğu sürece sürgün vermeye, gölge, kalkan, şemsiye olmaya devam edecek.
Anti-sürgün veya sürgünün panzehiri olarak Dönüş de ivmelenerek devam edecek, etmeli. Bu onuru, gururu, huzuru, umudu... hep korumalı, hepimiz tatmalı ve paylaşmalıyız.
Huvaj Fahri, Maykop/Çerkesya