#815 Ekleme Tarihi 21/01/2016 05:37:26
Merak ediyorum; Rusya Federasyonu büyükelçiliği olarak büyük devlet olma gereğini yeterince yerine getiriyor musunuz? Ya da elçilik olarak bulunduğunuz ülkedeki durumların ileride ülkenize nasıl yansıyabileceğinizi biliyor musunuz?
Türkiye ve Rusya Federasyonu arasında son zamanlarda ciddi sıkıntılar var. Türkler ve Ruslar arasındaki bahar havası ortadan kalkmış durumda. Ancak meselemiz bu değil.
Siz ne zaman Çerkes halkıyla ilgili sorunu çözmek için bir şeyler yapacaksınız? Ya da neler yapıyorsunuz? Yoksa böyle bir sorunun varlığını görmezden ve duymazdan mı geliyorsunuz?
Düne kadar gidişat belki kolay idare edilebilecek bir konuydu ancak küresel şartlar değiştiği için artık kimsenin işi kolay değildir. Ortada haksızlığa uğramış ve vatanlarından edilmiş koca bir kitle vardır ve vatanlarını bugün yöneten asıl gücün duyarsızlığı vardır. Düne kadar bu koca kitlenin bir araya gelmesi ve topluca size karşı örgütlü bir savaş vermesi bile önemsenmeyecek bir konuyken bugün bu kitlenin küçük bir bölümünün dahi zamanın şartlarına göre terörize olması ve saldırılarını size yöneltmesi sizi büyük ölçüde sarsacaktır ve huzur bulamayacaksınız.
Bir ülkenin başta gelen meselesi güvenlikli ortamdır. Ülke insanlarının refaha ermek için güvenlikli bir ortamda üretmeleri gerekmektedir. Bu ise zaman içinde nitelikli bir hayat yaratır.
Son zamanlarda Türkiye ve Rusya Federasyonu arasında süren sürtüşmeler kısa dönemde en çok Türkiye’ye zarar veriyor görünse de uzun dönemde bu zararı size çevirecek gelişmelere de zemin hazırlamaktasınız. Oturup muhataplarıyla bir sonuca bağlamadığınız ya da kendi insiyatifinizle kalıcı bir sonuca bağlamadığınız Çerkes meseleniz başınıza işler açılmasına neden olacak şekilde ihmal edilmektedir tarafınızca. Bizi kaygılandıran durum Çerkes halkının barış şansı varken global güçlerce umutsuzluklarının kullanılarak terörize edilmesi ve Rus halkıyla kanlı bir hesaplaşmaya girmesidir. Bu ise hem bizim hem de sizin içi ödemesi zor bedeller ortaya çıkması demektir.
Çerkes halkının umudunu kıracak davranışlardan uzak durmalısınız. Anayasanıza göre zaten doğal vatandaşınız olan Çerkes halkının sorununa enerjinizi harcamalısınız. Çerkes halkının travmasının size terör olarak dönmesini önlemek için Çerkes halkıyla empati kurduğunuzu teknik olarak uygulamada göstermelisiniz. Çerkes halkından vatanlarına dönmek isteyenlere barış ve istikrar içinde dönmeleri konusunda yardımcı olan, işleyen bir mekanizma kurmalısınız.
Çerkes halkından vatanına dönmüş kişileri kendinizden kabul etmeyen, onlara baskı kuran yaklaşımınızı derhal terk etmelisiniz. Çerkeslerin vatanları konusunda umutsuzluğa düşmeleri ve çıkış yolu bulamamaları ileride sizlere ve bizlere kanlı bedeller ödetecektir. Biz barış istiyoruz. Biz vatanımızla ilgili haklarımızı kullanmak istiyoruz.
Korkmayın. Sinsi düşüncelerimiz yok. Eğer istenirse barış içinde bu mesele aşılacaktır. Bu hem devletinize güç katacaktır hem de bize geleceğe daha güvenle bakma şansı kazandıracaktır. İstenirse oluyor: Geçen sene 21 Mayıs’ta sizin bütün korku ve endişelerinize rağmen vatanlarını ziyaret eden ve atalarını anan grup olumsuz pek çok düşünceyi kırmıştı karşılıklı olarak aramızda…
Korkmayın. İntikam için yola çıkmadık, sadece adalet istiyoruz. Umutsuzluk intikamla buluşmamalı. İntikamla ateşe vermeği istemiyoruz, barışla aynı ateşte ısınmak istiyoruz.
Marğuş Vezir Savrum
20.01.2016
Çarşamba
14:10