10 Kasım 2014
YORGUN DEĞİLSİN...
Evet, binyılların yükü var üzerinde, savaşların, ihanetlerin, kayıpların, sürgünün...
Ve hayatın!
O kadar çok “zor kararlar” almak zorunda kaldın, o kadar çok “tamam mı devam mı?”, ve o kadar çok “gitmek mi zor, kalmak mı?” dedin ki, hava ağırlaştı, tarih çöktü omuzlarına.
Buna rağmen yüküm ağır demedin, dik durmak istedin, mağrur ve onurlu.
Ama bir kez tarih çöktü mü bir halkın üzerine, yol daha çok uzar, yük daha ağır, yükü atmak ve gülmek daha zor olur. Gülemeyince umutlar tükenir...
Kaldır kafanı Çerkes, bak nasıl bir miras bıraktın çocuklarına. Mağrur, onurlu, ama geleceksiz.
Ne olur, at artık geçmiş yükünü, kuşan geleceği.
Kaşenin de olsun şeşenin de, hatta şarkılar söyle, ama gelecek koksun, umut dolu olsun.
Tarihin yükünü sen taşı, çocuklarına geleceği ver. Bırak özgür olsunlar, yaramazlık yapsınlar, ağız dolusu gülsünler, sevsinler, sevişsinler...
Özgürlük sevgiyi, sevgi umudu büyütür ve umut gelecektir.
Sen Çerkes, binyılların yükünü, binyıllarca taşıdın, ama yorgun değilsin, yürümeye devam et. Ne olur utandırma tarihi, utandırma insanlığı.
Geçmiş binyılların yükünü, gelecek binyılların mutluluğuna dönüştürmek için yürü!